-Gitmeliyim… Sana sormam gereken bir soru var. Gerçekten anlamıyorum. Yarın gelirse, herşey yoluna girecek mi? Demek istediğim seyahat sona erecek mi?


-İşin aslı gerçekten bilmiyorum. Aslında gerçekten korkuyorum. Yani gerçekten yakın olamamaktan korkuyorum.


-Bunu bilemezsin… Daha ne kadar devam edeceksin?


-Birşeyler değişene kadar sanırım…


-Bugün birşey değişmedi mi?


-Ne demek istiyorsun?



-Bugün benim için birşey değişti… Ben… Bu sabah yanlış sebepler için üzülüyordum. Bir şekilde, benim için… Doğru olan buydu. Olması gereken buydu. Kendimi bildim bileli böyleydi. Başka türlüsünü hiç düşünmedim bile. Ama şimdi düşünüyorum.


-Yapma… Lütfen…


-Ama sen… Bugün buna inanmamı sağladın. Bunu yap. Empire State binasının tepesine çıkıp, bu güzel, çılgın şeyi yap. Ama işe yaramazsa… Bize ikimize…Bir şans ver.


-Bunu yapamam. Üzgünüm. Yapamam… Bunu burda böyle… Yapamam. Sadece yapamam. Üzgünüm.


-Gitmeliyim..

Hiç yorum yok: