Life is...

Hayatımızı steril yaşamak istiyoruz. Bağımsız. Gözlerden uzak. Huzurlu. Bilinçaltımız bunu söylüyor. Ama olmuyor değil mi? Biz kaçtıkça yaşam üzerimize geliyor. Sorumluluklar, tuzaklar, hırslar, yasaklar, zorunluluklar, alışkanlıklar... Hepsi üzerimize geliyor. Yaşam her ne kadar geniş gibi gözükse de aslında ne kadar dar bir alanda yaşıyoruz değil mi? Hepimiz sıkışmış gibiyiz. Birbirimize değiyoruz sürekli. Kaçamıyoruz. Herkes tek bir model hayat kullanıyor gibi. Başka modeli henüz piyasaya çıkmamış gibi. Dışarıda, orada insanlara baktığınızda ne kadar farklı görürseniz görün onları siz de, ben de, o da, hepimiz ne kadar benziyoruz birbirimize. Tek hücerli canlılar gibiyiz. Farklı düşünmekten korkar gibiyiz. Birbirimize dokunmaktan korkar gibiyiz. Dokunuyormuş gibi yapıyoruz, seviyormuş gibi, anlıyormuş gibi. Küçücük dünyada, küçücük ufuklarımızla, ancak büyük yüreklerle ayakta duruyoruz. Ya da onu da mış gibi yapıyoruz. Cevap sizde. Eğer bir cevabınız varsa tabi...

Hiç yorum yok: