Lord, we have not spoken as long or as often as we should. I've often been about other business. If I wanted forgiveness, I should ask for it, but for all that I have done, and for all that I am yet to do, there can be no forgiveness. And yet I think I'm. I'm not an evil man. No, evil men pray loud and seek penance and think themselves closer to heaven than I am. I shall not see it's gates, Lord, nor hear your sweet words of salvation. I have seen eternity, I swear, but it was in a dream and in the morning all was gone. I know myself for what I am, and I throw my poor soul upon your forgiveness... in the full knowledge that I deserve none at your loving hands.
(Tanrım, olması gerektiği kadar sıklıkta ve uzunlukta görüşmüyoruz. Eğer affedilmek isteseydim, bunun için yalvarırdım, ama yapmış olduğum şeyler için af yok. Ben kötü biri değilim, kötü biri bağırarak dualar edip, kefaret aramaz, benim kadar cennete yakın olamaz. Ne kurtuluş için güzel sözlerini duyabiliyorum, ne de cennetin kapılarını görebiliyorum. Sonsuzluğu, ebediyeti gördüm, yemin ederim, rüyamdaydı ve sabah uyandığımda hepsi gitmişti. Zavallı ruhumu senin affediciliğine bırakıyorum, sevgi dolu ellerini haketmediğimin tüm farkındalığıyla.)