Life is...

Maskeler. Maskelerimiz. Oynadığımız rol. Elimizdeki senaryo. Maskelerin ardında görülmeyen korkularımız. Nereye gidersek gidelim uzağa gidemeyişimiz. Bir sahil kasabasına duyulan özlem. Terasta edilen dans. Beyaz yatak örtüleri. Kirlendikçe büyüyen egomuz. Herkese gösterdiğimiz ayrı yüzümüz. Tek bedende onlarca farklı yüzümüz. Doğru ve yanlışa kilitlenmiş hayatlar. Hayatlarımız. Siyah ya da beyaz. Yorumsuz bir yaşam. Kesinlik içinde tükenişimiz. Allayıp pulladığımız düşlerimiz, hayallerimiz. Perdeler ve kapılar. İzole edildikçe hayata bağlanan yaşamlar.

Sürekli oynuyoruz. Oynadıkça korkumuz azalıyor. Öyle sanıyoruz.

Hepimiz oscarlığız aslında...


Hiç yorum yok: